Monday, January 20, 2014

Cenin Üzerine Bir Övgü,



Ben Cenin'in resimlerini keşfettiğimde daha facebook filan yoktu hayatımızda. Bir şekilde deviantart sayfalarında kesişti yolumuz. Eh ben de " Deli Deliyi Dakkada Tanır" sözünün hakkını vererek direk takibe aldım kendisini. Övgü dizime başlangıç olarak O'nu seçmemin nedeni ise çalışmalarındaki gelişmeleri uzun zamandır izlememin yanında  gösteriş meraklısı bir insan olmaması. Cenin kendi kültürü ve farkıyla ortada zaten, sürekli reklam yapmasına veya ne kadar nitelikli olduğunu belirtmesine gerek yok. Resim yaptığını, kitap okuduğunu ima eden çok sanatsal fotograflar(!) da yayınlamıyor sosyal medya üzerinden. Başka insanların ilgi alanlarından ve eserlerinden kopya çekmiyor. Ama bu sadelik benim O'nu övmeme engel değil tabi. Ne demiş eskiler? " Teşbihte hata olmaz." Ben de sonuna kadar öveceğim. Evet, yalakalık diz boyu sayın okurlar . Mış gibi yapanları öveceğime kendisi olmak için çaba gösterenleri överim. Aaaa bu arada bu yazı dizisine başlamam için ilham veren şeylerden biri olan şu blogu da paylaşmadan geçemeyeceğim : http://dontmakemejoancrawfordonyou.blogspot.com/. Ama bu yazıdaki konumuz ve konuğumuz sevgili Cenin Von Catlien ve O'nun alışılmadık tarzdaki eserleri bu yüzden ben övgüme devam edeyim.

Cenin kişisel olarak sevilesi, hayvan dostu bir insan olmanın yanında kendini geliştirmiş, olukça hırslı bir sanatçı. Mitoloji ve ikonografiye, kurgu edebiyata ve alt kültüre oldukça hakim, üzerinde yaşadığımız toprakların çok renkliliğinin de bilincinde. Ben bir akademi mezunu olsam da temel kuralları savunmam sanat çevresindeki kısıtlayıcı önyargılardan,  saçma sapan insanlar sanatçı ilan edilirken yaratıcı insanlara ket vurulmasından hoşnut olduğum anlamına gelmiyor. Cenin sıradışı ve yer yer rahatsız edici olan ifade biçimiyle bunların üstüne gitmeyi başarmış ve direne direne kendini kabul ettirmiş. Bu da inanan ve çaba gösteren kişilerin başarılı olabileceğinin güzel bir örneği. Cenin'in çift yönlü resimlerine ( aynı zamanda hem depresif hem de olumlayıcı) bakıp " ayy bu ne? " filan diyorsanız tahminen yabancıların "Vanilla" dediği , fazla açılmayı sevmeyen ,ürkek sanatsever tipisiniz. Eğer öyleyse bu yazımın sizin için yeni bir başlangıç olacağını umuyorum. Ne de olsa hayatımızın her yeni günü bir şeyler öğrenmek için bir fırsat demek.

Cenin'in resimlerini anlamak soyut çalışmasa da pek kolay değil. Sanat tarihini ve  alternatif akımları biraz irdelemiş olmanız gerek. Mesela siz orada sadece bir inek görebilirsiniz ama dikkatli bir göz Hindu tasvirlerle arasındaki bağlantıyı, çizimlerin göreceli benzerliğini yakalayacaktır. Astronot kıyafetli bir maymun görüp saçma olduğunu düşünebilirsiniz ama bir sinemasever orada "Maymunlar Cehennemi" isimli filme gönderme olduğunu düşünür. Kısaca söylemek gerekirse Cenin çizim yaparken ve boyarken kendi kişisel zevklerini, birikimini izleyiciyle paylaşıyor. Biraz korku, biraz fantastik, mistizm ve bilim kurgu bilinçaltımızın az bilinen unsurlarıyla birleşiyor. Bize gördüğümüzden, bildiğimizden daha farklı dünyalar olabileceğini hatırlatıyor. Ama bunları yaparken de teknik bilgisini kullanmayı da ihmal etmiyor. Sanatçının anatomi ve renk bilgisi olduğunu, zaman içinde kendini geliştirdiğini açıkça görebiliyoruz. Şaşırtıcı konuların plastik sanatlar çerçevesindeki birlikteliği ve bunun bize abartısızca sunulması algımızda bir kırılma yaratıyor, zaman zaman da olağan izleyiciye "böö" diyor. Örneğin punk kültürüyle ezoterizmi , kitch ve korkuyu aynı yerde görebileceğimiz pek fazla iş yoktur ülkemizde. Günümüzdeki örneklerin çoğu Cenin'in eserlerine göre daha yenidir. O'nun sanatının güzelliği de burada, değişken materyalleri kullanarak işler üretebiliyor . Bu da bizim farklı gerçekliklere açılan kapıdan girmemizi sağlıyor, böylelikle kendi içimize, doğaya ve kültüre yeniden bakıp asıl derinliklerini keşfediyoruz .
Cenin ayrıca "En Artkolik Eserler" yarışmasını kazanan üç kişiden biri.Artkolik.biz'in düzenlediği ve New Balance sponsorluğunda gerçekleştirilen ''En Artkolik Eserler'' yarışmasına amatör ve profesyonel sanatçılar 300'den fazla eserle katıldı. Yarışmanın jürisi ise Ayşegül Sönmez, Sabiha Kurtulmuş, Erdal Matraş, Seçkin Pirim ve Önder Öztarhan'dan oluşmaktaydı. Eserlerini  kendi sitesi http://cenin.org/   veya http://selfregion.deviantart.com/  adresinde  görebilir, ayrıca röportajını da okuyabilirsiniz. Tabi ki bir Facebook sayfası da var. https://www.facebook.com/CeninArt